5 Ocak 2012 Perşembe

Zincirim bile pozitif olsun...


       Sabah Erol Evgin'in şarkısını dinliyordum ''zincire vurulmuş, bir mahkum gibi, aşkının kölesi oldum ne çare.'' Eskiden insanlar, bir aşk için kul köle oluyormuş, ne güzel. Şimdi de zincirlere vuruluyoruz ama ne için?
      Etrafımdaki hemen hemen herkes, ben de dahil olmak üzere bir amaç için kalkıyoruz yataktan. Bir amacın olmalı, öyle kalkmış olmak için kalkılmaz yataktan. Bugün beni neler bekliyor diye düşünmek yok. Bugünün bize ne getirmesi gerektiğini bizim evrene küçük ritüellerle yollamamız gerekiyor. Hazırlanırken pozitif renkleri seçelim ki dünya bize pozitif gözlerle baksın. Yiyeceğimiz yemekleri öyle bir seçelim ki, bizi öldürmeden, kilo aldırmadan genç ve hatta çok güzel kalacak şekilde yaşatsın. Gece haberlere bakmak, evin içine negatif enerji verir aman bunu unutmayalım. Özgür hissetmek için bile, dünya kadar tavizler verip bedeller ödüyoruz. Ne yaparsan yap sonunda ölüyorsun. İster dolu yaşa, ister boş bir an sonra yoksun.
      Bundan dolayıdır ki, her zaman olmasa da arada bir kaşlarınızı almadan sokağa çıkabilirsiniz, göbeğinizi içinize çekmeden, dergi kapaklarına özenmeden yürüyebilirsiniz, bütün bir pazar aylak aylak yatıp, o küçük beyinlerimize taze bir fikir sokmadan eskilerle idare edip uyuyabiliriz. Bir günlüğüne (kendinizce) yaratıcı, harika, dolu bir insan olmak için kodlamayın ve salın çayıra... Korkmayın hiç bir şey olmuyor...
   
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder