27 Ocak 2012 Cuma

Tolstoy, Zeid, Sinan ve ben



     Bu dünyaya kalıcı bir eser bırakmak söz konusu olduğunda, kendimi Kandinsky, Mimar Sinan, Korsakov, Tolstoy, Rodin, Zeid ve daha yüzlercesinden hiç farklı görmüyorum. Bir eser yaratmak, gelecek nesillere ve daha sonraki nesillere güzel bir şey bırakmanın zeminini hazırlamak gibi bir şey bence. Hayata senden sonra sana ait bir iz bırakmak, ölümsüzlük duygusunu var eden ve yaşatan bir duygu. Bütün sanatçıların da hayali bu olsa gerek. Ben kendi eserimi hazırlarken asla bir mesaj kaygısı güdmeden, tamamen mutlu olabilmek, edebilmek ve mutlu edilmek için izin verebilmek adına hazırlıyorum. Her eser gibi ben de keyifli, sabır gerektiren ve bazen de yorucu olabilen bir yapım sürecinden geçiyorum. Ama her şeye değdiğini düşünüyorum ve keşke imkanım olsa da daha bir çok eser bırakabilsem.
      Bugün eserime başlayalı tam 6. senemi bitirdim. Hiç bir beklentim olmamasına karşı, şimdiden meyvalarını topladığım harika bir esere sahip olacağımı görüyorum.
     Bundan sonra tek dilegim eserimin kendi eserlerini yarattığını görmek olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder