9 Ekim 2011 Pazar

Olabilmek...


          İnternet insanı mı gergin yoksa her yerde bir yüksek gerilim hattı mı geçiyor. Şimdi cemaat-ı twitter'da daha net görebilme imkanına sahip oluyoruz. Hepimizin içinde olan bir melonkoliklik ya da yaşadıklarımızdan gelen  mutsuz anılarımız var. Fakat bu mutsuzluğuna, mutluluğundan daha fazla zaman ayırmayı gerektirmiyor. Biraz böyle olduk ve sanırım bu yüzden de huzursuz ve mutsuz bir topluluğuz artık. Çok güzel insanlar da var  duyarlı, sağduyulu, çevreyle, insanla, hayvanla elinin yettiği her şeyle ilgili ve alakalı. Ama bu durumundan dolayı, insan yönlerinden dolayı aldıkları tepkilere ağzım açık kalıyor. Geçen ay bir gazetecenin Ömür Gedik için yazdıklarına, sıradan bir twitter üyesinin Mehmet Esen için verdiği cevaplar en basit örneğidir bu durumun.  İkisi de kendi ya da işi ya da kariyerinle alakalı olmayan, hayvanlarla ilgili yaptıkları ya da yazdıklarından dolayı tepki aldılar ve hatta gazeteci olmalarına rağmen yaptıklarından haberdar olmayanlar, yapmıyor diye eleştirdiler. Mehmet Esen'in üst katında ağlayan bir yavru bir kedi için yazdıklarından sonra olayı ülkeye, ölenlere, şehitler bağlanma yolunu ben anlamadım. Anlamak da istemiyorum.
      
         Ben hem yürüyen aynı anda da sakız çiğneyebilen insanlarla konuşmak istiyorum.
         Hem şehitlere, hem Somali'ye, hem de yolda ezilen kedilere ağlayabilenleri dinlemek istiyorum.
         Hem dizi seyredebilen, hem kitap okuyan hem de dünya görüşüne sahip insanları okumak istiyorum.
         Hem yeniliklere açık, hem de bayram sofralarının kıymetini bilen insanları görmek istiyorum.
         Hem namazın, hem rakının zamanını ayırt edebilen insanlarla içmek istiyorum.
         Hep manşete, hiç vahşete dönüşmeyen aşklar yaşayanları sevmek istiyorum.
         Hem ofsaytı bilen, hem jülyen kesebilenlerle yemek yemek istiyorum.
         Hem tüketebilen, hem de dikebilenlerle yarını görmek istiyorum.
        
         Okuyabilen, görebilen, dinleyebilen, anlamasa da bilen ve tek yetecek olan da  aslında insan olabilen.
         İnsanız aynı anda onlarca şey isteyebildiğimize, yüzlerce hayal kurabildiğimize, bir sürü korkuları barındırdığımıza göre aynı anda  bir çok şeye de üzülebiliriz.
        
         Bazı insanlar sevmiyor, sevemiyor....
        
        Belki de sevseler, kendilerinden nefret ederler...
    


      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder